top of page

Türkiye'de Sahaf Olmak

  • Yazarın fotoğrafı: Kadir Güney
    Kadir Güney
  • 31 Tem 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Ağu 2022



İlk önce sözlük manasına bakmak gerekirse sahaf şu şekilde tanımlanmaktadır; sahaf, genel anlamıyla eski, artık basımı yapılmayan ya da ikinci el dergi ve kitapların alınıp satıldığı veya başka bir kitapla değiştirildiği küçük işletmeler ile bu mesleği yapanlardır. Bu tür kitap satış noktalarını, mekanlarını diğer benzerlerinden ayıran en büyük özellik ikinci el ürünlerin bulunabilmesi ve takas yöntemiyle ticaretin gerçekleşebilmesidir. Özellikle artık basılmayan, kısıtlı sayıda basılan fakat güncelliğini koruyan, ihtiyaç duyulan ya da tarihi önemine ilişkin olarak bir değer taşıyan her türlü basılmış eser bu alış verişin konusu olabilir. Sahaflar, bilimsel veriye ulaşabilmenin kütüphaneler dışındaki kaynak sağlayıcıları olabileceği gibi tarihtekileri ve bellektekileri somut verilerle günümüze taşıyan önemli sosyo-kültürel mekanlardandır. Özellikle efemera koleksiyonerleri için önemli kaynaklar barındırmaktadırlar.


Bence önemli olan kısmı bu sözlük manasından ziyade kelimenin sizin zihninizde ve duygularınızda uyandırdığı histir. Sahaf denilince, hafif loş bir dükkan, burnunuza dolan eski kitap kokusu ve bir masanın ardında ya da dükkanın arka tarafında bir şeylerle meşgul ihtiyar, tonton dedeler aklımıza gelebilir. İçerideki kitaplar aradığınız kitaplar değildir, kitaplar sizi bulur orada. Bir kitap almaya diye girer ve arzu ettiğiniz, ilginizi çeken ya da onun için girmeseniz de aradığınız bir kitabı bulur ve alırsınız.


Sohbetleri de iyidir o dükkanların. Binlerce insan tanımak, kitaplarla ve yazarlarla haşır neşir olmanın verdiği ve en çokta meslek gereği edinilen bilgilerin birikmişliği sayesinde sahaflar sohbeti hoş insanlardır. Kitaplara değer vermeyen, okumayı sevmeyen birinin de yapacağı bir iş değildir bana göre. Ortaokul, lise ve üniversite zamanlarından hatırladığım kadarıyla girdiğim her dükkandaki amcalar ellerindeki her kitaba çocukları gözüyle bakarlardı. Çoğu da eğer kararsızsanız sizin için bir kitap seçer ve seçtiği kitap gerçekten seveceğiniz bir kitap olurdu, sanki ruhunuzu okur ve ona göre seçerdi kitabı ve anlarlardı sizdeki kitap tutkusunu.





2021’in başında bu hevesle işten kalan boş zamanlarımda bu tutkumun peşine düşerek bu unutulmaya yüz tutmuş mesleği yaşatmak ve bulunduğum semtte genç arkadaşlara okuma alışkanlığı kazandırmak, okumayı seven insanlara da fayda sağlamak amacıyla ufak bir dükkan açma fırsatım oldu. Geçen bir buçuk senede bile o kadar çok şey öğrenip, o kadar çok kişinin hayatına temas ettim ki gerçekten tarif edilemez bir duyguydu. Daha çıraklık aşamasında olsam da mahalledeki eski bir sahaf amcadan, mahalle sakinlerinden ve esnaftan gördüğüm yardımlar ve ilgi en azından güzel bir şeyler yaptığıma beni ikna etti. Ve şunu da öğrenmiş oldum: Sadece bu meslekle bir hayat geçirmek şu zamanda imkansız gibi bir şey. Bulunduğunuz muhit, sakinlerinin kitaba ilgisi ve ulaşılabilirlikte önemli bir etken olsa da, kitaba olan ilginin azalması, sanal ortamlardan PDF olarak çoğu eserlere ulaşma imkanı ve okumaktansa izlemeyi tercih etmek, teknolojinin getirdiği kötü bir alışkanlık olan bağımlılıkta bunda büyük ölçüde rol oynamaktadır.





Daha önceleri berber, terzi gibi vergiden muaf olan sahaflar, şimdilerde gelir vergisine de tabii tutuldukları için tutunabilmeleri, geçimlerini sağlayabilmeleri, ek bir gelir olmadan mümkün değil gibi gözüküyor. Yani gerçekten emekli olduktan sonra eğer tutkunuz da varsa yapılabilecek bir meslek olma yolunda hızla gitmektedir. Beyazıt'taki sahafların daha çok üniversite ders kitaplarına dönme, bazısının kapanma sebeplerinin başında bunlar gelmektedir belki de. Bazısı da özünden koparak sahaftan ziyade ikinci el kitapçıya dönüşmüş ve bence amacı sadece para kazanmak olmuş esnafları çok eleştirsem de sanki biraz da ortam ve şartlar bu yola doğru insanları sürüklemiş olabilir.

İçinizde bu tutku varsa onu köreltmeyin, vaktiniz oldukça bu yerleri ziyaret edip o güzelim havayı soluyun. Çocuklarınızla, eşinizle, kız-erkek arkadaşınızla birlikte gezin ve okumayı ulaşabildiğiniz herkese sevdirin. Okumak güzeldir gibi klasik bir kelam etsem de aslında ne demek istediğimi gerçekten sevenler çok iyi anlayacaktır.




Ziyaret etmek isterseniz dükkanım İstanbul’da, Gaziosmanpaşa/Pazariçi’nde. Pierre Loti’ye 5 dakika mesafede. Bu taraflara yolunuz düşerse mutlaka beklerim. Sadece ziyaret etmek ve anılarınızı tazelemek için ilk fırsatta bir sahafa gidin, bir kitap alın ve unutulmuş ne varsa siz yaşatın. Sağlıcakla kalın…

Comments


bottom of page